Pompeo’nun iddialarına masadaki Kalın’dan yanıt! İşte tarihi gerçekler
ABD’nin Donald Trump periyodundaki Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yeni yayınlanan kitabında Ankara’daki bir toplantıda neredeyse kapıyı kıracağını öne sürdü. İngiltere merkezli haber sitesi “Middle East Eye” sitesinin, Pompeo’nun “Never Give an Inch: Fighting for the America I Love” (Asla Bir Santim Verme: Sevdiğim Amerika İçin Savaşmak) isimli anı kitabından aktardığına nazaran, eski bakan, periyodun Lider Yardımcısı Mike Pence’in Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Külliye’deki baş başa toplantısı çok uzun sürünce, kilitli kapıyı kırmaya çalıştı. 2019’un Ekim ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pence ile birkaç dakika baş başa görüşme yapmak istediğini argüman eden Pompeo, lakin yaklaşık 1 saat geçtikten sonra “izin almadan toplantının yapıldığı odanın kapısını açmayı denediğini ancak kilitli olduğunu, bunun üzerine mevkidaşına kapıyı kıracaklarını söylediğini ileri sürdü. Lakin Türk muhafazaların, Pompeo’nun ABD’li yetkililerle birlikte içeri girmesine müsaade verdiğini belirtti.
Pompeo, birebir kitapta, CIA Direktörü’yken 2017’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’la görüşmesine de atıfta bulunurken, ABD’nin Suriye’de DAEŞ’e karşı savaşmak için Kürt güçlerini seçmesi sebebiyle, Fidan ile Kalın’ın öfkelendiğini ve odayı terk ettiğini de argüman etti.
İDDİALARA MASADAKİ KALIN’DAN YANIT
Pompeo’un kitabındaki savlara o devri şahsen yaşayan ve tüm görüşmelere katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın karşılık verdi.
Hande Fırat Hürriyet gazetesindeki köşesinde İbrahim Kalın ile yaptığı görüşmeyi aktardı.
Hande Fırat’ın yazısı şöyle:
ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 2018-2021 yılları ortasında yaşadıklarını kendi bakış açısından kitaplaştırdı. Kendi bakış açısından diyorum, zira birazdan okuyacaklarınız Pompeo ya da ABD idarelerinin birtakım gerçekleri ne kadar çarpıttığını da gözler önüne seriyor. Pompeo’nun kitabında Türkiye’ye ayırdığı üç farklı kısımla ilgili tezlere; o devri şahsen yaşayan ve tüm görüşmelere katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın karşılık verdi: Tarih Ekim 2019, Beştepe… Pompeo, Lider Yardımcısı Pence Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşürken neden içeri girmeye çalıştı? DEAŞ’la gayret ve terör örgütü PKK/YGP konusu görüşülürken Hakan Fidan ve İbrahim Kalın masayı terk mi etti?
KISA bir hatırlatma ile başlayalım; Donald Trump, Ocak 2017’de başkanlık koltuğuna oturmuştu. Türkiye darbenin çabucak akabinde; üç terör örgütüyle birebir anda gayret ediyordu; FETÖ, DEAŞ ve PYD/YPG. Erdoğan’ın Trump ile ABD’de yapacağı görüşme öncesinde periyodun Genelkurmay Lideri Orgeneral Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan Mayıs 2017’de ABD’ye gittiler.
Kitabı yazan Mike Pompeo o tarihte CIA Lideri idi. Türk-ABD heyetleri ortasındaki görüşmelere ise Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral Herbert Raymond McMaster başkanlığındaki heyet mesken sahipliği yaptı. Pompeo o masada CIA Lideri olarak oturuyordu. Mike Pompeo kitabında o periyoda ilişkin olarak, “Türklerin ağır ABD takviyesi olmadan IŞID’ı yenme talihi olmadığı, bu nedenle Başkan’ın SDF (YPG/PYD) çalışmayı seçtiği, bunu heyete söyleyince Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’ın öfkeyle odayı terk ettikleri” tezini yazdı. Evvel bu tezle başlıyoruz.
KALIN: ÇARPITIYOR
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “Pompeo yaşananları çarpıtarak anlatıyor” dedi ve birinci defa o masada Türk heyetinin neler söylediğini anlattı:
– “Onlara çok açık halde ABD’nin PYD/YPG siyasetinin çok yanlış olduğunu söyledik.
– Hakan Fidan, Suriye alanındaki gelişmeleri ayrıntılı bir formda anlattı. Daha sonra Pompeo ile yaptığı görüşmelerde de durumumuzu tekrar açıkça ortaya koydu. Tıpkı formda Mevlüt Beyefendi ve Hulusi Paşa; Suriye, PYD/YPG siyasetlerinin kökten yanlış olduğunu pekçok kere aktardı.
– Amerikalılar bize PYD/YPG siyasetlerinin devam edeceğini söyleyince kimi değerli mevzulara dikkat çektik:
1- ‘Bu siyaset yanlış zira bu siyaset Suriye’de terör örgütü PKK’yı desteklemektir.’
2- ‘Siz bu politikayı Obama devrinden devraldınız. Obama devrine ilişkin bütün siyasetleri yerden yere vururken Suriye siyasetini devam ettirmeniz büyük bir tutarsızlık. Siz bu politikayı kucağınızda buldunuz, siz icat etmediniz.’
3- DEAŞ ile gayret konusunda tez ettiğiniz üzere ‘Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye’nin desteklediği muhalifler aktif bir güç değildir ve başarılı olamazlar’ tezinizin hiçbir temeli yoktur, bunu asla kabul etmiyoruz.
– Obama idaresine söylediğimiz üzere size şunu açık ve net söylüyoruz; DEAŞ terör örgütü ile çaba etmek için PYD/YPG yani Suriye’deki PKK’ya gereksiniminiz yok.
KALIN: ÖFKE DEDİĞİ ŞEY, NET TAVRIMIZDI
– Çünkü bir terör örgütü ile uğraş bir başka terör örgütü destekleyerek yapılamaz.Güya özgür dünyanın, hür piyasa iktisadının, kapitalizmin, anti Marksizmin önderi olan bir ülke Suriye’de kendini Marksist, Leninist olarak tanımlayan bir örgütü kendine müttefik olarak seçiyor. Bu ironi de tarihin bir cilvesi.
– Bizim öfkelendiğimizi yazmış, biz orada net halimizi sergiledik. Öfke dediği şey net tavrımızdı.”
POMPEO LİDER YARDIMCISI’NI NEDEN YALNIZ BIRAKAMADI? KAPIYI ZORLADI MI?
– Gelelim ikinci mevzuya; devrin Lider Yardımcısı Mike Pence ile Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmuş olan Pompeo’nun Ekim 2019’daki Ankara ziyaretlerine. İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pence ile evvel baş başa görüşme istediğini hatırlatarak; “Heyet bunu evvel istemedi, kendi lider yardımcılarını Cumhurbaşkanımızla yalnız bırakmaya korktular” dedi. Pompeo, kitabında bu kısımda, “Başkan Yardımcısı’nın 2016 darbesini anlatan görüntüye maruz kalmasından endişelendim. Görüntü o kadar uzun ve o kadar iğrençti ki…” kelamlarını kullanıyor.
İKİLİ GÖRÜŞMEDE KALIN DA VARDI
Pompeo izinsizce görüşme odasına girmeye çalıştığını da anlatıyor. İkili görüşmede hem not almak, hem de çeviri yapmak için iki isim daha bulunuyordu. Biri periyodun ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey oburu ise İbrahim Kalın’dı. İşte tarihi gerçekleri Kalın şöyle anlattı:
– “Görüşmenin çabucak başında James Jeffrey benim kulağıma eğildi; “İbrahim benim Türkçem o kadar kâfi değil, sen yönetim et lütfen iki tarafı da” dedi.
– Cumhurbaşkanımız 15 Temmuz’u net, açık, ayrıntılı anlattı. Bu ülkenin demokrasisine kasteden bir darbe teşebbüsü olduğunu, 251 insanın şehit olduğunu, 2000’den fazla insanın gazi olduğunu söyledi.
POMPEO HUDUT KRİZLERİ GEÇİRMİŞ
– Cumhurbaşkanımız Suriye siyasetinde Obama idaresinden beri gelen bir yanlış siyasetin terör örgütü PKK’ya verilen dayanak olduğunu, bundan dönülmesi gerektiğini söyledi. DEAŞ’ın da bizim düşmanımız olduğunu, o devirde 3000’e yakın DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdiğimizipaylaştı.
– Görüşme uzadıkça Pompeo dışarıda hudut krizleri geçirmiş, biz sonradan öğrendik. Artık enteresan bir şey bu; içeride lider yardımcınız görüşüyor ve siz dışarıdan tazyik yapıyorsunuz; “Ben de gireceğim” diye.
– Kendisi, kendi lider yardımcısı istemediği halde o görüşmeye girmek için fiziki olarak kapıya hakikat atak yapmış. Sonradan öğrendik.
PENCE BİZE POMPEO’YU İÇERİ ALIN DEMEDİ
– Lider Yardımcısı Pence bize Pompeo’yu da görüşmeye alın demedi. Biz kimseyi görüşmeden men etmiş falan değiliz. Karşı taraf istediği halde görüşmeye almıyor da değiliz. Pence’in bu türlü bir talebi olmadı.
– Pompeo kendince bu husus lider yardımcısına bırakılamaz mı demek istiyor, bilemem. Kendileri ortasındaki husustur.
– Baş başa görüşme sonrası heyetler ortası görüşmelere geçildi, masada haritalar ve imajlar de vardı. Ana konusu Suriye’de bilhassa de Mümbiç’ti.
– Biz onlara PYD ve YPG’nin kesinlikle Mümbiç’ten çıkarılması ve 30 km. hududun ötesine çekilmeleri gerektiğini söyledik.
– 60 günlük aksiyon planında karar kılındı; Mevlüt Çavuşoğlu ile Pompeo kameraların karşısında bunu açıkladı.
– O aksiyon planına asla uymadılar. Mutabakatın uygulanmadığını Mevlüt Çavuşoğlu da birçok sefer lisana getirdi. Amerikalılar buna hiçbir vakit net ve dürüst karşılık vermediler.
KALIN: DEMEK Kİ TARAFSIZ DEĞİLLER
– Kitaptaki üçüncü problem Yunanistan konusu. Yunanistan’la alakaları geliştirmekten gurur duyduğunu; 1970’lerde Kissinger örneği ile anlatan Pompeo’ya İbrahim Kalın’ın cevapları şöyle:
– “Orada çok açıkça itiraf ediyor. Bir vakitlerin ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’dan beri hiç kimsenin bu kadar Yunanistan tarafını tutmadığını açıkça söylüyor.
– Demek ki ABD, NATO ittifakı içerisinde, müttefikler ortasında tarafsız bir tavra sahip falan değil.
– Amerikan idaresinin Yunan tarafını tuttuğunu biliyorduk. Bunu itiraf etmiş ve kayda geçirmiş oldu.
– Daha da berbatı Yunanistan’a bu türlü açıktan takviye vererek iki müttefik ortasındaki bağları daha da gerdiğini, Ege’de barış derken; bir tarafı tutarak aslında tam da aleyhine siyaset izlediklerini de gösterdi.
– Bugün Biden idaresi de çok farklı tavırda değil.
– Muhakkak bahislerde Amerikan idaresi mi diyelim, derin devleti mi diyelim Obama hükümetinin başlattığı bir politikayı Trump, onların başlattığı bir politikayı Biden idaresi devam ettiriyor.
– Ondan sonra da beşerler dönüp bize; ”Amerika ile Türkiye bağları neden gergin” üzere sorular soruyorlar. Pompeo’nun itirafları sorunun asıl muhatabının biz değil ABD olduğunu da ortaya koyuyor.
– Kendisi seçim yatırımı yapacağım derken bizim durumumuzun da ne kadar haklı olduğunu teyit eden tabirler kullanmış.
ADAY OLACAK
– İbrahim Kalın ABD’de tekrar siyasete girecek isimlerin evvel kitap yazdığına dikkati çekerek, “Pompeo kendine nazaran çarpıtıyor konuyu. Tabi artık bunları neden anlatıyor? Aday olacak, ABD siyasetinde bu çok yaygın moda bir şeydir. Aday olanlar evvel bir kitap yayınlarlar” dedi.
15 TEMMUZ YANITI
– İbrahim Kalın hem Pompeo’nun hem tweet’ini hem de kitabındaki kelamlarına dikkati çekerek, “15 Temmuz darbesiyle ilgili, bütün şehitlerimizin aziz anısına saygısızlık yapıyor. En şiddetli bir biçimde kınıyoruz. Bizim kederimiz orada propaganda yapmak değil. Darbeyi ve gerisindekini anlamak istemeyenlere gerçekleri net bir halde göstermek ya da bu darbeyi direkt ya da dolaylı olarak destekleyenler varsa bu hususta da açık net tavır almalarını sağlamaktı” dedi.
Yorumlar (0)